Bayram ertesi postunu, yoğunluktan anca yazabiliyorum. Malum düğün sezonu olunca, vaktimin tümü ancak Madame Amour gelinlerine yetebiliyor.
Bayram tatilinde babam, eşi Yasemin abla ve kızlarla toplanıp Midilli'ye gittik. Babamların Sirtaki ile başlayan Yunanistan turları şimdilerde tüm adaları keşfetmek ile devam ediyor. Bu sefer bu keşiflerden birine biz de katıldık! Ve ilk iş sirtakiyi de öğrenmeye karar verdim. Eylül'de derslere başlıyoruz!
Midilli Yunanistan’ın Girit ve Rodos’tan
sonra en büyük üçüncü adası, bilgisi babam tarafından tatil öncesi aldığım ilk bilgi idi. Bizde tatil öncesi çalışma görevi genellikle babamdadır ama bu sefer bu görevi Yasemin abla üstlendiği için en büyük teşekkür ona :)
Biz her ne kadar Midilli desek de adanın asıl ismi, Lesbos. Çağrışım yaptığı kelimeden tahmin edebileceğiniz gibi adanın adı "lezbiyen" kelimesinden geliyor. Ben bir kaçyaşlı çift gördüğümü iddia ediyorum adada, günahları boynuna!
Midilli'ye ulaşım Ayvalık'tan sağlanıyor. Yaz sezonunda her sabah feribot ile adaya geçiş yapılabiliyor. Ortalama 1 saat 15 dakika gibi bir sürede adaya ulaşıyorsunuz. Tabii ki vize şart!
Ada ile ilgili en önemli bilgi mutlaka araç kiralamanız gerektiği... Ve bu kiralama işlemini mutlaka önceden çözmeniz gerekiyor. Araç sıkıntısı oldukça fazla.
Feribottan indiğimiz yer merkez, Mytilene. Burada daha çok yerliler bulunuyor. Turistlere göre pek bir çekiciliği olmadığından direk yola koyulduk. Kalacağımız yer, Petra yaklaşık bir buçuk saat uzaklığında. Karnımız aç olunca, yemek için bulduğumuz en uygun yer ise yolumuzun üstünde bulunan merkez olarak sayılan, Kalloni.
Kalloni, Midilli'de ilk hayran olduğum yer. İlk diyorum çünkü göreceksiniz ki adada gittiğim her yere hayranlığım oldu :)
Yanyana balık lokantalarının bulunduğu bir sahil kasabası tadında. Bizim vardığımız nokta ise Skala Kalloni olarak geçiyor. Burası küçük ve şirin bir balıkçı yeri olarak biliniyor. Şehrin pazar meydanında ise bar ve tavernalariyla mesur olan bir liman mevcut. Büyüleyici limanda günde birçok kez balığa çıkan ve ağlarını ören balıkçıları tekneleriyle görebilirsiniz. Bu şirin köyde, fırıncı, manav ve ufak süpermarketler bulunuyor.
Kaldığımız yer Petra'da Dimitra's Room. Küçük bir aile işletmesi tam sahilde konumlanıyor. Midilli'de lüks bir tatil beklentimiz olmadığı için Dimitra'nın odalarını pek seviyoruz. Kocası ve oğlu ile işletiyor. Yemekler Dimitra'nın mutfağında kendi ellerinden çıkıyor. Servis ise eşi ve oğlu tarafından yapılıyor.
Şahmaran: Osmanlı Takı Elbise: Oxxo |
Midilli için bir stil önerisi yap bize, bavulumuz için derseniz, hiç boşuna yorulmayın derim. Ben ettim, etmişken de giydim tabi bol bol. Ama siz atın kot şortları ve en rahat tişörtlerinizi çantanıza tüm günlerinizi böyle geçirin, derim. O kadar rahat... O kadar güzel...
Yol yorgunuyuz diyerek o geceyi Petra'da sevimli bir lokantada geçirmeye karar veriyoruz. Mekan ve yemekler mis gibi... Gelen hesap ise en güzel tarafı... 5 kişilik donatılmış rakı-balık sofralarının ortalama hesabı 70 Euro civarında.
Petra'dan gün batımı
|
2. gün - 5 kişilik ailemizin tüm fertleri erkenden uyandık. Dimitra's Room'un plajı oldukça güzel göründüğü için kendimizi acilen plaja attık. Yukarıdaki fotografta gördüğünüz Petra sahilinden bir kare. Deniz kum, ancak oldukça dalgalıydı.
Midilli'den ne aldın derseniz, yaklaşık 5-7 adet şapka! Bence yeryüzündeki en güzel hasır şapkalar burada toplanmış! |
2. gün akşamında Molivos yollarına düştük. Molivos, Petra'ya araba ile 5-10 dakika uzaklığında. En güzel lokanta ve tavernaların orada olduğu söyleniyor. Yolda giderken sağ tarafta tepede gözüme çarpan OXY Club, gece için işaretlendi. Yemek için ise, Tpiaina (Triena) isimli güzel bir taverna bulduk.
İlk kez doyasıya uzo keyfimizi yaptık. Yunan canlı müzikler eşliğinde... Bir kaç şarkı ardından Yasemin abla dayanamayarak sirtaki için sahnedeki yerini aldı bile. "Haydi baba, zaten hiç Türk yok bak" diye zorlamalarımıza dayanamayan babam da sahnedeki yerini alınca, bizimkiler başladı sirtakiye.
İşte bu gördüğünüz karenin ardından, babam masaya geldiğinde gelen tebriklerden tavernadaki herkesin Türk olduğunu öğrendik :)
Midillli'de taverna dışında bir club olarak hizmet veren mekan yok imiş, taa ki bu yaza kadar. Sezon başında Hollanda'da yaşayan bir Türk tarafından açılan OXY Club şuan Midilli'deki tek gece kulübü olarak hizmet veriyor.
Yatırımcılarından Atacan Uslu, genç ve eğlence sektörüne yakışan bir duruşu var! İşinin her adımında başında olarak ne zaman uyuduğu bir soru işareti olsa da gayet başarılı bir sezon geçiriyor. :)
Oxy Club, her gece farklı DJ ve konsept partiler ile Midilli gecelerine renk getirmiş. Çünkü tavernalar en geç saat 02:00 de sona erdiğinden, eğlenmeyi sevenler için bu yeterli olmuyor. Ayrıca Oxy, geceleri eğlence sektörüne hizmet ederken, gündüzleri de beach olarak hizmet veriyor. Yani, 7/24 açık.
Midilli'deki 2. gecemiz sona ererken posta da ara veriyoruz. Sıkıcı olmaması adına devamı bir kaç gün sonraki postta geliyor! :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder