Kalbin yolu güzeldir ama tehlikelidir. Zihnin yolu
sıradandır ama güvenlidir. Erkek, en güvenli ve en kestirme yaşam tarzını
seçmiştir. Kadın duyguların, hislerin, ruh hallerinin en güzel ama en tehlikeli
yolunu seçmiştir. Ve bugüne dek dünya erkekler tarafından yönetildiği için kadınlar
muazzam şekilde azap çekmiştir. O, erkeğin yaratmış olduğu topluma uyamamıştır
çünkü toplum mantığa ve nedenlere uygun olarak yaratılmıştır. Kadın kalpte bir
dünya ister. Erkek tarafından yaratılan toplumda ise kalbe yer yoktur.
Erkekle yarışıyorsun, yarışmana gerek yok, sen zaten
üstünsün. Şiir yazmana gerek yok, şiir sensin. Sevgin senin müziğindir.
Sevginle birlikte çarpan kalbin ise senin dansındır.
Çok uzun zamandır kadınlar hakkında bir şeyler karalar, düşünürken - bu karaladıklarım bir gün inşallah kitap haline gelecek ve sizlerle o zaman paylaşacağım. - bilinçaltım
beni hep bu tarz kitap seçimlerine doğru itiyor. Aykut Oğut’un kitabını
bitirdim ama onunla ilgili postu henüz hazırlayamadım. Onun gelişi de yakındır.
Şimdilik Osho ile başlayalım. Korkarım ki bu kitap için en az 5 postum olacak.
:)
Doğduğundan beri kadına yüklenen misyon, erkekler ile hep
yarış halinde olması gerektiği ya da onun üstünlüğünü kabul etmesi
gerektiğidir. Hiçbir zaman "sen kadınsın, zaten erkekten üstünsün" cümlesini kurmadı,
kurmazdı büyüklerimiz. Yanlış öğretilerle bugüne dek geldik.
Şimdilerde yaptığım araştırmalarda, yüz yıllar önce kadının zamanla nasıl kendini “ezik” hissetmesini sağlandığı, nasıl oyunlara
geldiğini okuyorum. Durum her ne kadar içler acısı gibi gözükse de günümüzde
çok yol almış bulunuyoruz.
Türkiye’de kadın nüfusu her geçen gün erkek nüfusunu
katlayarak ilerliyor. Gittiğiniz cafelerde, restaurantlarda, barlarda ya da sokakta
etrafınıza dikkatle bakarsanız, bu farkı gözle görülür derece de fark
edeceksiniz.
Hal böyle olunca kadın, kendinin farkına varmaya başlıyor
artık. Bir nevi uyanıyor, değerini fark ediyor. Farkındalık kazanıyor. Kişisel
gelişim seminerlerine katılanlar arasında kadınların ciddi bir üstünlüğü var. - ki bu çok önemli bir detay.
Şimdi bu postu okuyan her hangi bir erkek, beni feminist
ilan edecektir. Ama, anlatmak istediklerim aslında “haydi bu erkekleri ezelim”
değil. Aksine, kadının uyanacağı bir toplumda çok daha mutlu ilişkiler
kurulabileceğine inanıyorum.
Erkeğin, bu durumu kabul ettiğinde daha çok sevileceğine,
daha mutlu edileceğine, evliliklerin daha uzun soluklu, aşkın daha kıymetli
olacağına inanıyorum. Tüm kadınlar, kendi seçimlerini özgürce
yapabildiklerinde, ezilmediklerinde bu dünyanın daha yaşanabilir olacağına
inanıyorum.
Postu sonlandırmadan önce bir dipnot daha geçeceğim. Osho
okuyun. Katılmayacağınız, karşı duracağınız çok konular olacaktır kitaplarında. Ama vazgeçmeyin, soğumayın.
Okuyun. İnanıyorum çok şey değişecek…
Sevgiyle kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder