Feng Shui

 

Feng Shui'nin özünü, dağınıklıktan arınma olarak düşünebiliriz. Yalnızca evimizde değil, zihnimizde, duygularımızda, yaşantımızda, ruhumuzda, her alanda...

 

Feng Shui'ye göre dağınıklık, enerjimizi dağıtan, tüketen bir canavar. Dağınıklığın tıkadığı yollar açıldığında yaşamamızda da yeni olanaklar akmaya başlıyor.

 

Peki nasıl başmalı bu dağınıklığı temizlemeye?

 

İşte bu post tam da bu sorunun cevabını veriyor. Aslında vermeye başlıyor. Ben de sizlerle birlikte yol alıyorum Feng Shui'de. Bakalım, her birlikte ne kadar başarabileceğiz?

 

 

 

 

 

 

Öncelikle, Feng Shui'nin ilk kuralı olan "dağınıklığı giderme" ile işe başlamamız gerekiyor. Bu dağınıklığı gidermeye öncelikle yaşadığımız ve çalıştığımız alanlardan başlıyoruz. Bir nevi "bahar temizliği"

 

"Çevrenizdeki herşey özellikle de eviniz iç benliğinizi yansıtır. Onun için evinizde yarattığınız değişiklikle yaşamınızdaki olanakları da değişime uğratmış olursunuz. Enerjinin yaşam alanınızda ahenkle akışı önündeki engelleri kaldırmak, hayatınızda daha büyük bir ahenk yaratarak harikulade olanakların size gelmesi için yer açar."

 

 

 

Bu noktada Feng Shui'ye göre dağınıklığın tanımını incelememiz gerekiyor. Malum, dağınıklık her birimize göre farklılık gösterebilir, göreceli bir durumdur.

 

Kullanmadığınız ya da sevmediğiniz nesneler

 

Sizin için kötü enerji taşıyan, sevmediğiniz, ısınamadığınız birinin aldığı, bakınca kendinizi pek iyi hissetmediğiniz, yıllardır duran ama hiç dokunmadığınız eşyalardan kurtulmalısınız.

 

Dağınık ya da düzensiz eşya

 

Düzensizce her yana saçılmış eşyalar yalnızca sevdiğiniz ve kullandığınız parçalar olsa da, enerji akışınızı tıkar. Karmaşanızın size özel bir düzeni olduğu yalanını burada bir kenara bırakıyoruz.

 

Çok küçük bir alanda çok fazla eşya (ıvır zıvır dediğimiz)

 

Çok geniş oda ya da evlere sahip olmadığınız takdirde, çok fazla eşyadan kaçınmalısınız. Ne kadar açık alan o kadar enerji akışı...

 

Tamamlanmadan bırakılmış herşey

 

Evinizdeki ele alınmamış şeyler, yaşamınızda ele almadan bıraktığınız şeyleri yansıtır ve sürekli olarak enerjinizi emer. Dikilecek düğmeler, terziye verilecek kıyafetler, takılacak bir avize...

 

 

Bunların en az ikisinden her birimiz mutlaka şikayetçiyizdir. Ben yapım gereği pek titiz olmasam da düzen takıntısı olan bir insanım. Hani gardırobunda aynı renkleri yanyana dizenlerden, salonun orta sehpasını sürekli toplayanlardan, haftada bir çantasını boşaltıp, temizleyenlerden.. Dolayısıyla bu adım benim için daha kolay oldu. Bir de yeni eve taşınalı henüz 5 ay olduğundan pek fazla ıvır zıvırım henüz birikmemiş olacak ki 2 büyük boy çöp poşeti ile bu konuyu ben atlattım.
Darısı başınıza :)

 

 

* Bu konu ile kendime ait küçük bir dipnotum olacak size. Hani bakınca kendinizi kötü hissettiğiniz parçalar, konusu var ya... Ben anneannemi kaybedeli henüz 2 sene olmadı. Evimin bir çok köşesine ona ait tablolar, fotoğraflar, hediyeleri var. İlk zamanlar onları gördükçe kendimi kötü hissettiğim için bir gün hepsini kaldırmıştım. Şimdi sanırım "alıştım". Ve her birini tekrar yerlerine yerleştirdim. Hani antikalar, kaybettiğiniz insanlara ait parçalar konusuna denk gelirseniz Feng Shui yazılarında -çünkü varlar- ben bu kısmı bu şekilde çözümledim. Ne zaman ki kendimi iyi hissettim, o zaman yeniden yerleştrdim hatıraları. Şimdi o parçaları gördüğümde hüzün duymuyorum, aksine tebessüm ediyorum.

 

Feng Shui'nin ilk adımı olan "dağınıklık" kısmına başlamış bulunuyoruz.

:)

 

Sevgiyle kalın,

Pinstyle.

 

 

 

*Kaynak: Yaşamınızda Feng Shui - Karen Kingston