Hata yapmaktan hep korkuttular bizi. Hiç hata yapmayalım istediler. Kusursuz olmaya programladılar. Hata yaparsak sahip olduğumuz her şeyi kaybedecekmişiz gibi davrandılar. Hata yapmamayı başarı saydılar. Hata yapmayı yenilgi. Uyardılar da uyardılar. Gözlerini, ellerini çekmediler üzerimizden. O kadar çok söylendiler ki, Orhan Baba bile isyan edip "Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni" dedi.
İşte bunlar hep bilinçsizlik. Oysa ne güzeldir insanın hata yapması. "Hata yaptım" demesi kendine. Güzel olan kısmı da özellikle, hatasını görebilmesidir aslında. Ders almasıdır. Hayatı öğrenmesidir. Kendinin farkına varmasıdır. Hayattan bir şey daha öğrenmesidir. Kendine bir şey daha katması... Ağlaması mesela ne de güzeldir insanın göz yaşları. Kahkaha kadar gereklidir onların da süzülüp gitmesi.
Hayatın kullanma kılavuzu olduğuna inanan bir kesim var. Mantık çerçevesinde, her şeyi "akıl" ile seçen, yürüten, inanan. Ben kalp yolunu seçenlerdenim. Kalbin doğru olanı söylediğine inananlardanım. Hata da olsa, olması gereken oymuş diyenlerden. O yüzden de bol hatalılar sınıfındayım. Ve bundan da oldukça mutluyum.
Ben çok hata yaptım hayatımda. Daha da çok yaparım gibi gözüküyor. Pişmanlığım hiç yok ama bunu da hep söylerim. Hata başka pişmanlık başka. Ben "iyi ki de yapmışım, aklımda kalacağına..." diyenlerdenim. Her ne yaptıysam ve o yaptığımın bir zararı olduysa o da kendimedir. Ki onlar benim hikayemde zarar olarak yer almıyor. "Tecrübe" diyorum ben bazen onlara. Bazen de anı olarak tarihe geçiyorlar, hatırlamıyorum bile. Gün olmuş, çok da ağlamışımdır, bazen de "Allah seni bildiği gibi yapsın Pınar, iyi halt ettin" diye kahkaha atmışlığım bile vardır.
Hata yapmama stresi kadar insana zarar veren başka bir şey daha olmaz. Yapın, ne olabilir ki sonunda hatalarınızın? Bu kadar kötülüğün arasında emin olun ki sizin bir hatanızın lafı bile olmaz.
İnsan kendine kızmamalı, öfke duymamalı. Hataları ile sevmeli kendini de karşısındakini de. Önemli olan hata yapmamak değildir, aynı hatayı tekrarlamamaktır. Bu da zaten sevgili Einstein Hocamızın da dediği gibi "aptallığın tanımıdır."
Ki itiraf etmeliyim ki, benim aynı hatayı tekrarladığım da oldu. Orada da kendimi "ilkinde tam öğrenemediysem demek..." diye teselli etmiştim. Gülüp, geçmiştim.
Affedin kendinizi, hep affedin. Söylenenlere kapatın kulaklarınızı. Bu "sizin" hayatınız. Günün sonunda o ruh sizin bedeni terk edecek, başkasınınkini değil.
Athena'nın dediği gibi "Benim güzel hatalarım var" diye sevin onları da kendinizi de.
:)
Bir de hata yaptığınız ya da umutsuz anlarınızda hep bir öncekini hatırlayın...
Geçti değil mi?
Bu da geçecek.
Hepsi geçecek.
Geriye bir tek kahkahalarınız kar kalacak.
Sevgiyle kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder