Geçenlerde bir yerde okuduğum "Mutluluk tüyoları" ile ilgili bir makalenin etkisinde kalınca internette bu konu üzerine birçok farklı yazılar araştırdım, okudum, notlar aldım, hatta kararlar bile... Birçok sitede bu konu ile ilgili onlarca araştırma ve yazılar bulabilirsiniz.
Şimdi ben de kendi listemi oluşturmaya karar verdim. Makalelerde yer alan ortak konu başlıklarını hem kendim hem de sizler için bir araya getirdim! Aslında her biri çok kolay ve -sizi ikna etmek için söylemiyorum araştırıp, bakabilirsiniz- bilimsel olarak ispatlanmış şeyler...
En az 6 saat uyuyun.
İngiltere'de yapılan bir araştırma sonucunda, günde en az 6 saat 15 dakika kesintisiz uyumanın, insanları mutlu ettiği ispatlanmış. Ancak bu saatin 8'i bulmaması önemli. Gece 11 ile 4 arasında alınan uykunun ise yaşlanmayı engellediği, yorgunluğu azalttığı ve mutluluğu arttırdığı yine aynı araştırma ile bilimsel olarak kanıtlanmış.
Fast Food'u hayatınızdan çıkartın.
Fast food sevenlerin depresyona girme ihtimali yüzde 51 daha fazla imiş. Modumuzu her daim yüksek tutmak için kalsiyum, magnezyum ve lifli yiyecek ağırlıklı beslenmek iyi hissettiren hormonlarımızı harekete geçiriyormuş.
Sık sık hatta zorla gülümseyin.
Gülümsemek ve mutluymuş gibi davranmak, gerçekten mutsuz olduğumuzda kendimizi daha iyi hissetmemize neden oluyormuş. Bu konuda yapılan birçok araştırmada, sadece gülümse hareketinin bile insanların kendilerini daha mutlu hissetmesini sağladığı ispatlanmış. Yani diyorlar ki, mutsuz olduğunuzda bile, içinizden gelmese bile gülümsediğinizde hormonlarınız harekete geçiyor ve mutluluk salgılıyor. Bir deneyelim bence!
Sekiz gıdayı azaltın.
Tuz, şeker, kahve, alkol, kırmızı et, basit karbonhidratlar, baharatlı gıdalar ve soda. Aslında bu sekiz gıda başta beni ikna edememişti ama ardından araştırdığımda fazlasının ciddi anlamda cildi yaşlandırdığı ve organlarımızı yorduğunu gördüm. Dikkat etmemiz gereken hiç tüketmemek değil, dozu aşmamak.
Maviyi sevin.
Sussex Üniversitesi'nin araştırmasına göre mavi, stresi yok ediyor, mutluluğu arttırarak özgüvenimizi yerine getiriyormuş. Bu çalışmaya göre çevrelerinde mavi rengi görenler, kendilerini daha mutlu hissediyormuş. Kırmızının ise, insanları daha agresif yaptığı yine aynı araştırma ile ispatlanmış. Demek ki bundanmış benim her sıkıldığımda denize koşmam!
Kalabalık ve dağınıklıktan kurtulun.
Oturduğumuz evden çalıştığımız ortama kadar yaşadığımız alanları ne kadar sade ve düzenli tutarsak, mutluluk derecemiz o kadar artıyormuş. Dağınık ev, dağınık masa, dağınık çalışma ortamı hatta çantamızın içinin bile dağınık olması bizi kargaşaya sürüklüyormuş, üzerimizde stres ve sinirin hakim olmasına neden oluyormuş. Bu madde beni en kolay ikna edenlerden biri oldu. Dağınıklıkta hep üzerinde bir kasvet hissedenlerdenim ben.
İşinize yakın oturun.
İngiltere'de yapılan son araştırmalarda; iş yerine 20 dakika mesafede oturan kişilerin, daha mutlu olduğu iddia ediliyormuş. Her gün kat edilen yolun uzunluğu, trafik stresi ve o yaşanan kargaşa; sağlığımızı ve sinir sistemimizi doğrudan etkiliyormuş. Buna ikna olmaya gerek yok aslında. Oldukça mantıklı bir madde. Ben bunu başarmış olanlardan ve evimden işime yürüyerek gidip gelenlerdenim. Gerçekten, kalpten söylüyorum darısı her birinizin başına!
Erken kalkın.
Sabahları güne erken başlayan insanların daha mutlu oldukları da yine araştırmalarla ispatlanmış. Örneğin, evden 8'de çıkmanız gerekiyor ise, 6 buçukta kalkın diyor Robin Sharma. Ve ekliyor "sabahları uyandığınızda ilk yarım saati kendinize ayırın. Kahve eşliğinde sessiz bir ortamda sevdiğiniz bir müzik eşliğinde olabilir, gününüzü planlayın. Düşünün, okuyun. Bu yarım saat kutsal zamandır."
Hedefleriniz olsun.
Yine Robin Sharman'ın bir seminerinden... "Kendinize hedefler belirleyin. Ve bu hedefiniz için her gün ufak da olsa bir şey yapın. Gece yatağınıza yattığınızda hedefinize yaklaşmak için yaptıklarınızı düşünün. Bu kendinizle gurur duyarak uyumanızı ve mutlu uyanmanızı sağlayacaktır."
Paylaşın.
Phychological Bulletin'de yayınlanan araştırmaya göre; kendimiz için değil de, başka insanlar için para harcamak, bize kendimizi daha iyi hissettirirmiş. En mutlu insanların, en büyük vericiler olduğunu ortaya koyan araştırmaya göre; bağış yaparak ve başkalarına para vererek mutluluğu yakalayabileceğimiz ispatlanmış. Bunun illa ki maddi bir yardım olması da gerekmiyormuş bir sokak hayvanına her gün mama ve su vermek ya da ihtiyacı olan bir ailenin aylık bir giderini üslenmek de insanın kendisini mutlu hissetmesinde önemli bir etken. Yani sloganımız gibi, hayat paylaşınca güzel.
İşte mutluluk için benim en çok ilgimi çeken konu başlıkları bunlar. Yapabildiklerimizi seçmekte
özgürüz. Ya da seçmemekte. Hatta hep inandığım gibi, "mutluluk" zaten seçilebilir bir durum. Bunu seçip seçmemekte bile özgürüz aslında.
Devamı gelecek... :)
Sevgiyle kalın...
2 yorum:
Güzel yüreklim benim ❤️
Bayildim 👍🏼👏🏼👏🏼😘
Yorum Gönder